1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
Reklam | Künye | İşbirliği | Abone Destek | Yatırımcı İlişkileri | İletişim 14 Ocak 2012 Cumartesi 22:44
Haber Ara :
Taraf Gazetesi
Anasayfa Ekonomi Politika Güncel Dünya Spor Yaşam Bilim ve Teknoloji Kültür ve Sanat Eğitim E-Gazete Yazı Dizisi Her Taraf Yazarlar  
Ümit Kıvanç AÇIN TÜRKİYE'NİN ÖNÜNÜ 14.01.2012
Ümit Kıvanç
Saraykapı’dan Uludere’ye
Yazdır
Yazıyı Paylaş:
Ümit Kıvanç - Saraykapı’dan Uludere’ye Ümit Kıvanç - Saraykapı’dan Uludere’ye Ümit Kıvanç - Saraykapı’dan Uludere’ye Ümit Kıvanç - Saraykapı’dan Uludere’ye Ümit Kıvanç - Saraykapı’dan Uludere’ye Ümit Kıvanç - Saraykapı’dan Uludere’ye Ümit Kıvanç - Saraykapı’dan Uludere’ye Ümit Kıvanç - Saraykapı’dan Uludere’ye
Ümit Kıvanç köşe yazılarını web sitenize ekleyin

Bendeniz bu yazıyı yazmakla meşgulken, Diyarbakır’ın Sur ilçesi Saraykapı semtinde toprak altından çıkarılan kafatası sayısı dokuzu bulmuştu; siz okurken kaç oldu, bilemem haliyle.

Uludere’de gerçekte ne olduğunu gerçekten merak eden var mı? Yani ne olduğuna dair gerçek bir şüphe besleyen var mı?

Saraykapı semtinde restorasyon çalışmaları yapılıyor. SİT alanında. Bu yüzden kazı arkeolojik kazı standartlarına göre yürütülüyor, kazma-kürekle, dikkatlice yapılıyor.

Uludere’de Hava Kuvvetleri jetleri tarafından bombalananların kim olduğu, orada ne aradığı elbette biliniyordu.

Kazılar sırasında önce altı kafatası bulundu. Hepsi bir anda bulunduğuna göre, aynı yere gömülmüşler; ya da yanyana, üstüste...

Bombalanarak öldürülen çocuk, genç ve yetişkinlerin, geçiş yollarının asker tarafından kapatıldığı, toplanmalarının beklendiği, şu ana kadar öğrenebildiklerimizden anlaşılıyor. Belki bomba ziyan edilmek istenmedi, bilemeyiz biz bunları.

Saraykapı’da kafataslarının bulunduğu bölgede 1990’larda JİTEM faaliyet gösteriyordu. Sorgular, işkenceler, infazlar ve ardından oracığa gömme şeklindeymiş bu faaliyet anlaşılan. Önce altı kişiye ait kafatası ve kemikler bulundu, sonra dokuza çıktı. Kazıda iş makineleri kullanılamıyor, çünkü orası SİT alanı.

Uludere’de, bombalamak için, insanlar biraraya toplansın diye beklendi. Kim oldukları, orada ne aradıkları biliniyordu. En azından, kim olduklarının, orada ne aradıklarının anlaşılabilmesi için gerekli zaman bol bol vardı.

Kazılar sürüyor. Belki başka kurbanların kemikleri de çıkar. Saraykapı’dan da çıkar, başka yerden de çıkar. Devlet öldürmüş öldürmüş gömmüş. Diyarbakır Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı kazı çalışmalarına elkoydu. Kazıcılar artık bir savcının gözetiminde.

Bombardıman öyle beş dakika, on dakika değil, bir saate yakın sürmüş. Öyle anlıyoruz. Yani aşağıda gördükleri insanları son bireye kadar öldürmeye çalışmış jet pilotları. Cesetler ve can çekişenler orada öylece kalmış.

Saraykapı’da bugün kemikleri bulunan insanlar işkenceyle öldürülürken Türk basını bunlardan hiç sözetmemişti.

Uludere katliamından da devlet ağzını açana kadar sözetmediler. Yılbaşında Nişantaşı’na, Taksim’e bağlanıp “Türkiye 2012’yi coşkuyla karşılıyor” haberleri yaptılar. Yılbaşına yapısal alerji duyan Müslümanlar da Uludere katliamını tepki göstermeye değer bir olay olarak kabul etmediler. Maksat hükümete bir şey olmasın.

Saraykapı’ya polis güvenlik şeridi çekmiş, gazeteciler kazı alanına giremiyor, orada çalışan işçilerin cep telefonlarını da toplamışlar, kimse fotoğraf çekmesin diye. Acaba neden? Kafatası fotoğrafı görünce milletin vicdanı mı ayağa kalkacak? Niye? 34 insanı bombalayarak öldürdüler, kimsenin gıkı mı çıktı? Tuhaf...

“Uludere’deki olayın nasıl olduğunu bir anlasak!” cinsinden beyanlara mâkûl bir şekilde son vermek maksadıyla, muhterem okurlar, huzurlarınızda alenen söylüyorum ki, Saraykapı’da ne olmuşsa Uludere’de de o olmuştur. Devlet bazı Kürtleri öldürmüştür. Saraykapı’da işkence ederek, Uludere’de savaş uçaklarından bombalayarak. İkisinde de hata, yanlışlık, şu bu yoktur. Saraykapı’da işkencenin dozunu fazla kaçırıp belki de o esnada öldürülmeyecek birilerini öldürmüş olma, böylece hata yapmış olma ihtimalleri, Uludere’dekinden çok daha yüksektir. Uludere’deki 34 kurbanın bile bile öldürülmüş olması dışında herhangi bir ihtimal, şu ana kadar edinebildiğimiz bilgiler ışığında, maalesef ortalıkta gözükmüyor. Herhangi bir kazıyla ortaya çıkarılması da mümkün değil. İster iş makinesi ister kazma-kürek kullanın, mümkün değil.

Fark sadece şu: 1990’larda, resmî katiller, herkesi sindirerek, medyanın kâh gönüllü kâh zoraki işbirliğinin sağladığı karanlıktan yararlanarak işliyorlardı cinayetlerini; şimdi, arkasında yüzde 50’lik oy desteğiyle gayet meşru görüntü veren bir hükümetin koruyuculuğu kollayıcılığı altında eyliyorlar ne eyliyorlarsa.

Köşeyazarınız, nâçizâne, hükümetin devletin çekirdeğiyle müstakbel ilişkisi konusunda nereye bakılması gerektiğini sık sık hatırlatmıştır; inkâr edemezsiniz. Bu turnusol kâğıdı, Hrant Dink davasıdır. Bırakın cinayeti planlayan ve gerçekleştiren devlet içi organizasyonu, katille birlikte kahramanlık fotoğrafları çektiren polis ve jandarmalara dokunulmayacağı belli olduğunda, Uludere’leri şunları bunları beklemeliydik. Unutmayalım ki, hükümetin elinde, devletin alışılagelmiş cinayet organizasyonlarının hiçbir zaman zerresini bulamayacakları müthiş bir güç var: halkın yarısının desteği, istediklerinde vicdanlarını iptal edebilme alışkanlıkları, günah değilmiş gibi üstlerine örtüverdikleri umursamazlıkları. (Ki, bu son ikisi onları toplumsal-siyasî hasımları “çağdaş” Kemalist orta sınıfla biraraya getiriyor, birlikte, Türk nüfusun büyük çoğunluğunu oluşturuyorlar.)

12 Eylül darbecilerinin acemice ve kırıp dökerek oluşturmaya çalıştığı, ama kavrayışları yetmediği, alışkanlıkları kösteklediği için tam beceremediği Türk-İslâm sentezi cumhuriyeti, işte şimdi gerçekleştirilebilir bir hedef haline geldi.

Kafatasları en son dokuz taneydi, kaç oldu acaba?

 

Diğer Ümit Kıvanç Makaleleri:
  1. Saraykapı’dan Uludere’ye - 14.01.2012
  2. Demirel gelsin; orijinali varken niye yani? - 07.01.2012
  3. Beddua - 31.12.2011
  4. Sarkozy de kim oluyor, biz kendimize bakalım - 24.12.2011
  5. - - 17.12.2011
  6. Sabaha da bişeyciğimiz kalmaz valla - 10.12.2011
  7. Dersim örtüsünün altından neler çıkar - 03.12.2011
  8. Koz vermeyelim poz verelim - 26.11.2011
  9. Van’da felâket ötesi vaziyet - 19.11.2011
  10. Bazılarımız da deprem yardımıyla ilgilense - 12.11.2011
  11. Ah, bi anlayabilsem size de anlatırdım - 05.11.2011
  12. Cenab-ı Hak’kın olan bitene katkısı var mı - 29.10.2011
  13. Demokrasiye veda sürecinin başında - 22.10.2011
  14. Maneviyat önderleri ve Fatih’in Heron’ları - 15.10.2011
  15. Bu sefer de konumuz ‘izansızlık’ olsun - 08.10.2011
 Tüm makaleleri >>

 
 
Haberler:
  Tatil sonrası kara tahtalar akıllanacak
  Bankacılara Şimşek’ten müjde
  Bu haliyle ilk on zor
  Yeni bir randevu veriyoruz...
  1.2 trilyoncuk daha istiyor
  Kriz otomotivcinin gözünü açtı
  Akbank’tan 400 milyonluk arz
  Ya Nobel alır ya da çıkmaza sokar
  Macaristan’a kredi için görüşme yok
  Fransa’nın notu düştü
  İngiltere Ferguson’u Türkiye’ye vermiyor
  İmam nikâhlıya koruma yok
  Siluete uygun yükseklik belirlendi
  Ufacıktım, evlendim, başım ağrıdı
  En güzel habere imzasını attı

 BUGÜNKÜ YAZARLAR
TÜRKİYE'NİN HALLERİ
Murat Belge - 14.01.2012
Program (1)
KUM SAATİ
Ahmet Altan - 14.01.2012
Uludere, Zana, Avrupa
OKUMA NOTLARI
Halil Berktay - 14.01.2012
Mazower ve Hobsbawm
NEDEN OLMASIN
Nabi Yağcı - 14.01.2012
Sivillerin askerleşmesi
VAZİYET
Demiray Oral - 14.01.2012
Takıldım kaldım Uludere’de
YÜZLEŞME
Orhan Miroğlu - 14.01.2012
Irkçılığın böylesi
AÇILIM
Emre Uslu - 14.01.2012
Uludere’ye soruşturma açılmadı
AÇIN TÜRKİYE'NİN ÖNÜNÜ
Ümit Kıvanç - 14.01.2012
Saraykapı’dan Uludere’ye
ARAYIŞ
Erol Katırcıoğlu - 14.01.2012
Neden sol?
YERİN YEDİ KAT ALTI
Ferhat Kentel - 14.01.2012
Buğz zamanı
SOLDUYU
Roni Margulies - 14.01.2012
Alçakların son sığınağı
HÜR VE HESAPSIZ
Sedat Tunalı - 14.01.2012
Var bu düzen mutlaka sona ermek!
OYUN BOZAN
Haluk Çetin - 14.01.2012
Yeni yıla girişte öncü (şoklar)!..
KÖŞE TAŞI
Akın Özçer - 14.01.2012
İkilem
Anasayfa | Ekonomi | Politika | Güncel | Dünya | Spor | Sağlık | Yaşam | Bilim ve Teknoloji | Kültür ve Sanat | Eğitim | Yazı Dizisi | Her Taraf | Yazarlar
Reklam | Yazarlar | Künye | Haberler RSS | Yazarlar RSS | E-Gazete

Ümit Kıvanç - "Saraykapı’dan Uludere’ye" başlıklı köşe yazısı
14.01.2012 22:44:10